Son günlerde gündemi işgal eden çocuk istismarı ve cinayetleri gündemden düşecek lakin ülkemizin çocuk tacizcileri rahat durmayacak. Cinsel istismar konusunda Yrd. Doç. Dr. Özge Metin’in söyleşisi ailelere yol gösterecektir.
1) Öncelikle çocuk istismarı nedir onu tanımlayalım istismar demek için cinsel saldırı şart mı?
Cinsel istismar için eylemin herhangi bir cinsel doyum amacı gütmesi yeterli, şiddet ve saldırı vb. içermesi gerekmiyor.
Pornografik fotoğraflama, sözel olarak cinsel içeriğe maruz bırakma da örneğin Cİ olarak tanımlanırÖnemli kavramlardan biri de rıza olup olmamasının önemi yok.
teşhirciliğe maruz kalması da Cİ kapsamında değerlendirilir, ya da uygunsuz cinsel içeriğe maruz bırakılması, önünde cinsel ilişkiye girilmesi gibi
2) Cinsel istismara uğramış bir çocukta dikkatimizi en çok ne çekmeli?
Cinsel istismar düşünmek için ilk başta şüphelenmek, akla getirmek önemli. Yaş dönemine göre bulgular değişebilir. erken çocukluk, okul çağı ve ergenlik gibi küçük yaş grubunda; Mutsuzluk, kaygı, ağlama, öfke patlamaları, aşırı derecede itaatkar olma, hiçbir şeye ilgi göstermeme, sanki bir rüya aleminde yaşama, aşırı hareketlilik, aşırı talepkar olma, diğer çocuklara ya da oyuncaklara karşı cinsel içerikli davranışlarda bulunma ve öfkeli, saldırgan ya da kontrolcü bir biçimde davranma, davranışlarda gerileme; parmak emme, yatak ıslatma gibi, cinsel organıyla çok fazla meşgul olma, kendisine bakan kişinin eteğine yapışma ya da aşırı bağımlı bir hale gelme, uyku bozuklukları: kabuslar, yatağa gitmekten korkma, çığlık atarak uyanma, fobiler, iştahta değişiklik, daha önce tanıdığı bir kişiyle yalnız kalmaya aşırı tepki gösterme, evin belli bir bölümünden, belli bir kişiden ya da belli cinsiyette olan biriyle yalnız kalmaktan korkma, ortada görünen bir neden olmaksızın bir akrabanın ya da arkadaşın evine gitmeyi reddetme, yabancılara karşı aşırı derecede yakınlık gösterme, yaşıyla orantılı olmayan cinsel davranışlar, oyunlar ya da konuşmalar sergileme, cinsel içerikli resimler çizme, fiziksel bir neden olmaksızın baş ağrısından, mide bulantısından şikayet etme, ani huy değişikliklerinin olması, okul başarısının gerilemesi, dikkati yoğunlaştıramama, akranlarıyla ilişkilerinin bozulması ya da arkadaş edinmede zorluklar, olayı anımsatan yerler, kişiler, görüntüler ve konuşmalardan kaçınma, yineleyici oyunlar (olay sırasında yaşadığı sıkıntıyı oyun sırasında yenerler, çünkü oyunu kendileri yönlendirebilirler), sosyal etkinliklere katılmada gönülsüzlük, başkalarına güvenememe. her zamanki halinden farklı davranmaya başlaması, yaşına uygun olmayan cinsel ilgide artış, cinsel içerikli oyunlar, cinsellikle ilgili aşırı merak, oyunlarda mesela bir çocuğum sürekli bebeklerini sürtüyordu birbirine ne yapıyorlar dediğimde seviyorlar birbirini demişti, bir tanesi elindeki salatalık oyuncağını alıp cinsel bölgeme sürtmeye çalışmıştı..
ERGENLERDE: Adet düzensizliği, arkadaş ilişkilerinin bozulması, okul başarısının gerilemesi, dikkati yoğunlaştıramama, okuldan kaçma, içe kapanma, fizyolojik nedeni olmayan baş ağrıları, mide bulantıları, insanlara güvenememe, hiçbir şeyden keyif alamama, depresyon, intihar düşünceleri ya da girişimleri kendine zarar verici davranışlar içine girme, yeme bozuklukları, madde ya da alkol bağımlılığı,kişisel bakımın ihmal edilmesi, zayıf benlik algısı ve benlik saygısının olmaması, yeme ve uyku bozuklukları, panik atak, saldırgan bir biçimde davranma, cinselliğe, hamileliğe ya da cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı ani ve aşırı ilgi, cinsel içerikli davranışlarda bulunma gibi ergen kızlarda özellikle kendine zarar verici davranışların başlaması, disosiyatif bulgular işaret olarak düşünülebilir. yeni başlayan davranış sorunları, öfke problemleri, okul başarısında değişiklikler yine ergenlerde dikkati çekebilir.
3) çoğumuzun küçük çocuğu var-en temele inersek cinsel eğitime kaç yaşında başlamalı mahremiyet kavramını öğretmeye kaç yaşında nasıl başlamalıyız?
Cinsel istismardan korumada en önemlisi cinsel eğitimin uygun ve zamanında verilmesidir zaten.
Küçük yaşta cinsel eğitim: 2-3 yaşlarında çocuklar, karşıdaki çocuk kız mı erkek mi ayırd edebilir ama temel fiziksel farklılıkların tam ayırdında değildir henüz. Çocuktan gelen sorularla başlar cinsel eğitim aslında. 3-4 yaş gibi cinsel organlarda gördüğü farklılıklar üzerine sorular sormaya başlar. “Anne niye Ahmet’in kutusu yok?” “Ahmet’in kutusu niye benimki gibi değil?” “Ahmet’in fındığı ne kadar büyük?” “Ayşe’nin pipisi nerde, düştü mü?” “Aaa Ayşe’nin pipisi içine kaçmış☺” Sorduğu kadarı yanıtlanmalı, yaşının üstünde açıklamalar yapmak uygun değil. Fazla ayrıntı vermeye de gerek yok. Bu yaştaki sorular gördüğü fiziksel farklılıklar temelli olup cinsellik içerikli değildir. Kendi kültürünüze uygun adlandırmalar kullanılabilir. Bu yaşta sfinkter kontrolüyle ilgili konulara genel bir dikkat yöneldiği için çocukta, tutmak/tutmamak çiş/kaka konuları ve bunlarla ilgili anatomik bölgeler zaten önemli gelişimsel gündemidir çocuğun. O nedenle bu işlev üzerinden farklılıklar açıklanabilir. Kızlar çişini kutusundan yapar, erkeklerde pipisinden çişini yapar gibi bir açıklama yapılabilir. Kızlar ayakta işeme denemeleri yapabilir, sakince karşılamak gerekir. Öncesinde sadece fiziksel farklılıklar üzerine oluşan merak sonraki yaşlarda 4-5 yaş gibi üremeyle ilgili meraklar başlayabilir. Bazen bir yakının bebek dünyaya getirmesi gibi yaşam olayları da bu alanda eğitim için ve çocuğun meraklarının başlaması için zemini oluşturur. Bebek nasıl olur, ben nasıl oldum gibi sorular çocuğun merakını gidermek için gerekli fırsatı doğurur. Sus bakıyım ayıp aaa nerden çıktı şimdi bu gibi yaklaşımlar çocuğun merakına ket vurur, cinsel eğitim şansı kaçırılır ve sonraki yıllarda bu konuların konuşulması için bilgi kaynağı olarak ebeveynin tercih edilmesinin önüne geçer ve cinsel gelişimi, cinselliğe bakışı olumsuz anlamda etkiler. Bu tür sorulara hazırlıklı olmak ve panik olmadan sakince cevaplamak önemli.
4) Çocuklarımızı korkutmadan bir istismarı nasıl anlatır,Nasıl kendini koruması gerektiğini anlatmalıyız?
Zira çocuklarda herkes bana kötülük mü yapacak korkusu oluşmamalı ! Ama nasıl ?
Çok doğru bir noktaya parmak bastınız aslında, dünya, kendisi ve öteki insanlarla ilgili inanç sistemlerini zedeleyecek şekilde korku ve güvensizlik tohumları ekmeden bunu başarmanın yolu eğitimden geçiyor, Bedenin ona özel ve değerli olduğunu bilmesinden başlıyor. cinsel eğitimin verilmesi diğer önemli ana nokta, bedenlerini ve güvenliklerini korumayı öğretmek, iyi dokunuş-kötü dokunuş nedir, iyi sır-kötü sır gibi kavramları çocuğa tanıtmak, hayır demeyi öğretmek, yardım istemeyi öğretmek, özel bölgeleri öğretmek en ana noktalar korumak için
Cinsel istismarı anlatmaktan çok korumak için bir şeyler yapılamalı ana başlıklar ise;
1- Cinsellik konusunda bilgilendirmek
2- Güvenliklerini sağlamayı öğretmek
3-Bedenlerini korumayı öğretmek
4- Hayır demeyi öğretmek
5-Yardım istemeyi öğretin:
6-Her zaman sır saklanmayacağını öğretmek
5) çocuğumuz bize istismara uğradığını söylerse nasıl davranmalıyız?
Sizinle ya da güvenilir bir erişkinle konuşmasını sağlamak amacıyla güvenli bir ortam oluşturun. Çocuğun anlatmasını engelleyecek duygusal tepkilerden kaçının. Yaşadıklarını anlatması konusunda onu cesaretlendirirken, olmayan şeyleri anlatmaması konusunda dikkatli olun. Bebekçe konuşmayın. Yanlış bir şey yapmadığı konusunda ona güvence verin. Çocuğun istismarı nasıl algıladığında bizim verdiğimiz tepkilerin çok ama çok önemi var. Sakin, kabullenici, açık bir tarz sergilemek lazım. söylenenlerin bizi sarstığını belli etmemek lazım. Böyle birşeyi söylediğinde ilk yapılacak en önemli ama ennnn önemli şey ona İNANMAKKK Çocuklar cinsel taciz konusunda yalan söylemeyi bilmezler. Sakin kalmaya çalışmalı, durumu tepkisel olmadan ele almalı, aşırı tepki vermekten, tedirgin davranmaktan kaçınılmalı. Tedirgin olan çocuk olayı yeniden kapatabilir, susabilir. Kendiliğinden anlatırken, lafını kesmemeli, araya sorular sıkıştırmamalıyız. Özellikle neden gittin, niye böyle yaptı, nasıl olur emin misin vb. yargılayıcı, sorgulayıcı ve güvenini sarsıcak söylemlerden kaçınmalıyız. Daha çok onun anlatmasını teşvik edecek şekilde, Ahmet amcan seni nasıl çirkin öptü (çocuk böyle ifade ettiyse, onun ifadelerini kullanmak önemli) anlatırmısın gibi…
“Nasıl olduğunu anlatır mısın?” şeklinde mümkünse açık uçlu sorular sormalıyız. Bizimle herşeyi konuşabileceğini, konuştuğu hiçbir şey için ona KIZILMAYACAĞINI vurgulamak gerekebilir. Olanları ANLATABİLMENİN NE KADAR GÜÇ olduğu bilmeli ve ona anlayış gösterilmeliyiz. Yapacağımız en iyi şey onu dinlemeye hazır olduğumuzu göstermektir. Onu dinleyerek İNANDIĞINIZI, BUNUN ONUN SUÇU OLMADIĞINI (“Bu Ahmet’in suçu, o kocaman bir adam, bir yetişkin. Onun, çocuklara böyle dokunmanın yanlış olduğunu bilmesi gerekiyordu. Bilmeni istiyorum ki bunda senin hiçbir suçun yok.”) GİBİ ifade etmeliyiz
olanlardan dolayı üzüldüğünüzü, ona yardım etmek için elinizden geleni yapacağınızı vurgulamak önemli
6) Ergen iki kızım var. Toplumdaki olaylarla ilgili bilgilendirmede biz küçük müyüz diyorlar. Gereksiz ve tekrarlayan bilgiler verdiğimizi, herkesin öyle olmadığını söylüyorlar. Ergenlikte nasıl bilgilendirme yapmalıyız?
Ergenlik döneminde aynı cinsten olan ebeveynin bilgilendirmesi daha rahat olabilir. Hormonlarla vücutta olan değişiklikler, regl nedir, bu hormonal değişikliklerle erkeklerde sperm kızlarda yumurta üretiminin başladığı, kanın nerden geldiği, her ay döl yatağının yumurta için kendini hazırladığı gibi konulara açıklama getirilir. Özellikle kız çocuklara ergenlikle beraber kısıtlamalar getirilmesi veya vücut değişiklikleri ile dalga geçilmesi, ergenliğe özgü normal merakların ve ilgilerin (makyaj vb.) öfkeyle karşılanması kız çocuğunun ergenlikle gelen değişiklikleri kabullenmesi ve olağan akışında yaşamasında güçlükler çıkarır.
Ya da erkek çocuklarda ergenlikle beraber “erkek olmak” la ilgili aşırı atıflarda bulunmak, cinsiyeti yüceltici ve üstün tutucu tutumlar, yaşına uygun olmayan aşırı sorumluluk verme (bu evin erkeği sensin artık vb.) veya aşırı serbestlik tanıma (artık erkek oldun, benim oğluma her şey serbest, artık koca adam oldu vb.) gibi durumlar aynı şekilde erkek ergenlerin gelişimini olumsuz şekilde etkiler. Aile içinde kadına biçilen rolde kız çocuğun ergenlik sürecini nasıl geçireceğinde, kadın kimliği ile nasıl bir ilişki kuracağında çok önemli. Kadın olmanın hakir görüldüğü, aşağılandığı bir ailede kız çocuğunun annesiyle sağlıklı özdeşim kurma sürecide olumsuz etkilenir. Evde baskın, otoriter, korkulan bir baba figürü de aynı şekilde hem kız hem erkek çocuklar için cinsel gelişimi olumsuz etkiler. Ergenlikte cinsel organların uyarıldıklarında hoşlanma duygusunun normal olduğu, zaman zaman istem dışıda bu uyarılmaların olacağı, erkeklerde gece boşalması vb. konularda hemcins ebeveynin bilgi vermesi önemlidir. Özellikle masturbasyonla ilgili kültürel yanlış inançlari bu dönemde ergenlerin yoğun suçluluk yaşamalarına neden olabilir.
Masturbasyonun normal olduğu, bunu banyo kendi odası gibi nerelerde yapacağı, cinsellikle ilgili başka merak ettikleri şeyler olursa her zaman bize sorabileceğini ifade etmek önemlidir. Yine ergenlikte cinsel ilişki ile ilgili korunma yolları ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar hakkında ergeni bilgilendirmek gerekir. Genelde kızlarda adet kanaması, erkeklerde de gece boşalması başlayınca cinsel ilişki konularında bilgilendirme zamanı gelmiş demektir. Sevdiği kişi ile yakınlaşma isteğinin normal olduğu ama bu yakınlığın ne kadar olacağına kendisinin karar vermesi gerektiği, bedeninin ona ait ve özel olduğu vurgulanmalıdır. Cinsel ilişkide çocuk sahibi olma olasılığı olduğundan, iyi bir anne veya baba olmak için sadece fiziksel olarak büyümenin yeterli olmayacağı, ruhsal açıdan da büyümenin ve hazır olmanın gerçekleştiği yaşta çocuk sahibi olmanın daha sağlıklı olacağı, o zamana kadar da korunma önlemleri almak gerektiği konusunda ergen bilgilendirilmelidir.
7) Çocuklara özel bölgeleri ile ilgili bilgi vermek akıllarında olmayanı merak etmelerine neden olmaz mı?
Çoğu kişide olan bir kaygı, söylersem aklına düşürürüm gibi:) ama inanın öyle değil, çalışmalarda bilgilendirmenin tam tersi koruyucu olduğunu birçok ülke ve kültür örnekleminde göstermiştir. İleride olacak olan cinsellikle ilgili merak ve sorularını veya yaşantılarını paylaşma şansını kaçırmış olursunuz, tabu olarak kalır yani, Sonuçta vajina da penis de bir organ, kalbim kan pompalıyor, ciğerim nefes alıyor onlarda üreme işine yarıyor, ayrımcılık yapmayalım:) Ayrıca biz anlatmasak şöyle ikincil bir sorun ortaya çıkar
bu bilgileri doğru olmayan kaynaklardan ve yanlış şekillerde öğrenebilir. Yanlışı düzeltmek daha zor.
8)soru sormayan bir çocuğa o sormasa da anlatmamız gereken bir yaş var mı?
Takvim yaşından çok çocuğun gelişimsel yaşı mühim, hazır olduğunda soruları başlayınca, onun pipisi niye yok gibi, ya da sizin vücudunuzda dokunarak o bölgelere merakını belli ediyorsa galiba merak ettin benim de pipim var mı diye gibi başlayıp ele alabilirsin konuyu
3-4 yaş gibi anlatabilirsin, henüz sormayanını görmedim:)
Çocuk hazır olmadan verilecek cinsel bilgiler anlaşılmayacak ve hatta rahatsızlık yaratacaktır. Tersine, çocuğun düzeyinin çok altında aktarılan bilgiler de onu doyurmayacak, yetişkine güvenini sarsacaktır. Günlük hayattaki herşeyi eğitim amaçlı kullanabilirsin. Mesela yeni doğum yapmış bir bebeği ziyarete gittiniz, bebekler nasıl olur merak ediyor musun diye sorup uygun bir ortam ise orada bunu ele alabilirsin.
9) Kadın Doğum uzmanıyım istismar şüphesi ile adlı muayene için gelen çocuklar oluyor maalesef ki.
Bu çocuklara nasıl yaklaşmalıyız? İstismar olduğunu nasıl anlarız? Hymen muayenesi esnasında çocuğu nasıl hazırlamalıyız yanında yakını olmalı mi?
Küçük çocuksa önerilen anneyi jinekolojik pozisyona alıp çocuğa da annenin kucağında o şekilde konum vermek. Fiziksel bulgu istismarların %80’inde olmuyor maalesef, hymen yırtıkları üzerinden 6 ay gibi kabaca bir süre geçince hatta iyileşebiliyor, siz daha iyi bilirsiniz doktor hanım çok kanlanan bir bölge çünkü. Ayrıca Cinsel yolla bulaşan hastalıklar için de örnek almak gerekecektir. Mümkünse oda çok kalabalık olmamalı, çocuğun yattığı pozisyondan kendisini aynadan görmesi önerilmiyor, odanın mahremiyetine dikkat edilmeli, yapılacak işlemle ilgili kısa anlayacağı şekilde canının yanıp yanmayacağı gibi bilgi verilmeli.
Özellikler erkek çocuklarda geceleri cinsel istismar şüphesiyle çocuk acillere getiriliyor Adli tıp icapçısına danışıldığında rektal sürüntü almamıx isteniyor biz de çocuğa nasıl yaklaşacağız bilemiyoruz.
Size genelde savcılık kanalıyla adli fiziksel muayenesi için geliyordur, bu nedenle bu kısma odaklanmak, olayın olup olmadığı kolluk kuvvetlerinin işidir. FM de ne gördüysek öyküde bunla ilgili ne varsa onu yazmak, adli ruhsal muayeneyi ilgili branşın uzmanına bırakmak ideali . Mesela “Çocukla yapılan görüşmede; ….. dan sonra çocuğun idrar yaparken yanması olduğu, olayın ilk günü tuvalet kağıdında çizgi şeklinde kan gördüğü öğrenilmiştir. Şuan yapılan fizik muayene bulguları normal olmakla beraber olay sonrası yüzeysel genital mukoza hasarına uğradığı, geçen sürede şimdiye kadar iyileştiği kanaatine varılmıştır” gibi gibi.
İstismar nedeniyle beden muayenesi için ailenin isteği yasal olarak yeterli değil, bildiğim kadarıyla savcılık kararı gerekir. Yoksa beden dokunulmazlığına karşı suç işlemiz oluruz.
10) İstismar şüphemiz varsa ama hiçbir fizik muayene bulgumuz yoksa ne yapmalıyız? İstismar ağır bir itham ve bu yüzden de aileleri gereksiz yere suçlamış olma korkusuyla da istismarların önemli bir kısmı atlanıyor.
Çocuğun travmasını arttırmadan doğru sorular nasıl sorulur?
Sorunun nasıl olacağını görüşmenin amacı belirler, daha öncede dediğim gibi çocuğu tekrarlayan olayı anlattıran görüşmelerden korumak gerek, çim lerin de ana mantığı buydu kurulmada, çocuğu tekrarlayan örselemeden korumak. Adli amaçlı ruhsal görüşme konunun uzmanı tarafından yapılmalı.
11) Çocukların yine kendi veya kendinden yaşça büyük bir başka çocuk tarafından istismara uğramasında nasıl bir yol izlemek gerekir? Ve bu soru ile bağlantılı olarak istismarı bir çocuk başka bir çocuğa yapıyorsa yapan çocuğa nasıl davranmalı?
genel kabul aynı gelişimsel düzeydeki çocukların birbirlerinin genital organlarına bakması veya ellemesi, ilişki olmadıkça normal olarak kabul edilir. Cinsel oyun kapsamında değerlendirilir. Bununla birlikte, altı yaşında bir çocuk üç yaşındaki bir çocukla oral-genital ilişkide bulunuyorsa bu normal dışı bir davranış şeklidir. Bu olay kanunen istismar kabul edilmese bile değerlendirilmesi gerekir.
Aynı yaşlarda olan iki çocuk arasında geçen cinsel içerikli, gösterme ya da dokunma tarzı cinsel eylemler zorlamanın olmadığı durumda cinsel oyun kapsamında değerlendirilir.
Her iki çocukta 4 yaş altıysa veya iki çocuk arasındaki yaş farkı 4 yaştan az ise ve çocuklar eylemi tam olarak kavrayacak olgunlukta değil ise bu durum cinsel oyun olarak adlandırılmaktadır. Diğer türlü bir durumda hem Cİ ye uğrayan hem de uygulayan çocuğun destek alması gerekir. Ki genelde Cİ yapanın öncesinde mağdur olma öyküsü vardır.
12) 6 yaş altı kız çocuklarında mastürbasyonda istismar düşünmeli miyiz? O yaşlarda normal mi kabul etmeliyiz?
Çocukluk çağında mastürbasyon olabilir, çok sık uluorta yapılıyorsa başka şüphelendiren şeyler varsa ele almak lazım, aynı şekilde sekonder başlayan çiş kaka kaçırmalarda Cİ sonrası görülebilir. Sık İYE geçiren, dermatit vb. o bölgede sorunları olan çocuklarda da mastürbasyon görülebilir. Uyarıldığını fark edince keyif aldıkları için de devam ettirebiliyorlar, erişkinlere sürtünme gibiyse Cİ açısından değerlendirmek lazım
14) kendi çocuklarımıza yabancılarla ilgili hem antisosyal olmamaları hem de hemen güvenivermemeleri için yabancılarla ilgili ne demeliyiz? Malum insanımız çok sıcak kanlı şeker vs hemen veriyorlar.
Şimdi genel eğitim anlamında yabancılarla ilgili kuralları vermek yeterli, yoksa şu tipe dikkat et gibi değil, yabancılardan birşey almanın doğru olmadığı, yeterince iyi tanımadığımız kimselerle başbaşayız vakit geçirmenin doğru olmadığı, gel annene götürücem derse bile tanımadığı kişilerin sözlerine inanmaması gerektiği gibi genel kavramlarla öğretilmeli. İstismarcının maalesef fenotipi yok, bildiğin sen ben gibi insanlar, çoğu 20-45 yaş arası, evli mutlu çocuklu misal.. Genelde çocukla ve hatta ebeveyniyle güven ilişkisi kurabilen, yanlız kalma fırsatı kollayan bir yapıları olabiliyor, Ve maalesef çoğunlukla da tanıdık kişiler.
canı bişey istediğinde sana söylemesinin uygun olduğunu, yabancılardan onlar vermek istese, kendisi o şekeri istemese bile almanın doğru bir davranış olmadığını anlatmak gerek.
GENEL BİLGİ
✔Genel bilgi anlamında:
FİZİKSEL TANI KOYMA: Pediatristler, adli hekim, pratisyen, Aile hekimi, acil hekimi vs.
ADLİ GÖRÜŞME: Psikolog, Sosyal Hizmet Uzmanı, Psikiyatrist
PSİKOSOSYAL/ AİLENİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Sosyal Hizmet Uzmanı
CEZAİ/ ÇOCUK KORUMA SORUŞTURMASI: Çocuk Polisi
✔ İYİ DOKUNMA:
Sevdiğin kişilerin sarılması ve öpmesi güzel bir şeydir
– Uyandığında annenin sana sarılması ve öpmesi
– Babanın iyi geceler dilemek için sarılması ve öpmesi
– Anneanne ve dedenin ziyarete geldiklerinde herkesin birbirini kucaklaması ve öpmesi
Kötü Dokunma
Kötü dokunmanın ne olduğunu bilmek ister misin?
• Canını acıtan dokunma kötü dokunmadır.
• Dokunulmasını istemediğin halde sana dokunulursa
• Dokunan kişi kendini rahatsız hissetmene neden oluyorsa
• Dokunma seni korkutuyor ve sinirlendiriyorsa
• Dokunan kişi bunu hiç kimseye söylememeni istiyorsa
• Dokunan kişi bunu başkasına söylersen sana bir zarar vereceğini tehdidinde bulunuyorsa
✔ Bedenlerini korumayı öğretmek; Bedenlerinin değerli olduğunu, diğer bütün çocuklar gibi bedenlerini korumaya hakları ve güçleri olduğunu bilmeliler. (Özel bölge-İç çamaşırı ya da bikini kuralı da diyebiliriz, Dokunma Eğitimi); Çocuklarınıza bedenlerinin kendilerine ait olduğunu, özellikle iç çamaşırları ile kapatılan bölgelerin çok özel bölgeler olduğunu ve kimsenin bu bölgelere dokunma hakkının olmadığını anlatın.
3. nokta devam; büyükler her zaman doğru yapar mı? Kendi bedeni ona aittir, karar hakkı da !! Çocuğumuza, kimlerin kendisine dokunabileceğine, öpebileceğine ve sarılabileceğine kendisinin karar verme ve “hayır” deme hakkını vermeli, bu hakkının olduğunu bilmesini sağlamalıyız. Herhangi birinin uygunsuz bir şekilde dokunması halinde yapabileceklerini öğretmeliyiz. Dokunulmayı reddetmeyi ve sınırlar koymayı, bedeninin kendisine ait olduğunu, ellenmek veya öpülmek istemiyorsa buna hayır deme hakkının olduğunu öğretmeliyiz. Çocuklar iyi veya kötü dokunmaları birbirinden ayırmayı ve kötü dokunuşları reddetmeyi öğrenmelidir. Çocuklar, herkesin kendilerine dokunmasına ve öpmesine; yetişkinlerin her yerlerine dokunmasına izinli olmadığını bilmeli.
✔ büyük diye istemediğim birşeyi bana yapamaz, öpmeyi sevmiyorsa çocuğu zorlamamak, ama amca seni seviyo bir öpsün olmaz. Malum toplumca ısırarak, sulu sulu öpmeyi semeyi pek bi severiz. Sevgi-şiddet; kavram karmaşası yaratmamak lazım
✔ Genel olarak; kendini rahatsız hissetmene neden olan dokunmalar genellikle kötü dokunmalardır.
• Birisi sana istemediğin bir şekilde dokunduğunda bunu gizlemek zorunda değilsin.
• Kendinin kötü olduğunu düşünme. Kötü olan sen değil, sana kötü bir şekilde dokunan kişidir.
• Bedenin sana aittir. Sen istemiyorsan kimse sana dokunmamalıdır.
✔ Özetle eğitim şart.gelişim dönemine uygun sağlıklı bilgiyi vermek gerekir. Çocuğun cinsellikle ilgili sorularını “AA ne kadar ayıp” gibi tepkiyle karşılamak, kınamak, suçlamak doğru değil. Okul öncesi dönemde aileler çocuğun cinselliğe ait merakını giderirken detaya inmeden, cinsel organların değerli olduğu, vücutta birtakım fonksiyonlarının olduğu ve bu sayede kız-erkek,anne-baba gibi özelliklerinin oluştuğu anlatılmalıdır. Çocuğun takvim yaşında çok, gelişimsel yaşı onun cinsel ilgilerinin uyanma dönemini belirleyecektir. Çocuk hazır olmadan verilecek cinsel bilgiler anlaşılmayacak ve hatta rahatsızlık yaratacaktır. Tersine, çocuğun düzeyinin çok altında aktarılan bilgiler de onu doyurmayacak, yetişkine güvenini sarsacaktır.
✔ Güvenliklerini sağlamayı öğretmek
Çocuklara güvende olma hakları olduğunu ve kimsenin bunu ellerinden alamayacağını söyleyin.
Çocuklarınıza, güvenliklerini korumak için gerekirse kendilerine zarar veren kişiden kaçmak, yüksek sesle bağırmak ve onu tekmelemek gibi bazı kural dışı davranışlarda bulunabileceklerini anlatın. Ailenin bilgisi olmadan, izin almadan bir yere gitmemesi gerektiği öğretilmeli. Tanımadığı insanların söylediklerine inanmamaları, verdikleri şeyleri kabul etmemeleri öğretilmeli. Sanal ortamlarda tanımadığı insanlarla arkadaşlık yapmaması, MSN ve Facebook vb. sosyal ağlarda özel görüntüleri paylaşmamayı, çok iyi tanımadıkları kişilerle baş başa vakit geçirmemeleri konusunda bilgilendirmek gerekir.
✔ HAYIR demek kötü bişey değildir. Hayır demeyi öğretmek; Çocuklara herhangi birisi onları incitmeye kalkarsa hayır demeleri gerektiğini söyleyin. Çünkü birçok çocuğa büyüklerin söylediklerine itaat etmeleri öğretilmiştir.
✔ Herşeyi biz halledemeyiz, yardım istemek güzeldir. Öncelikle bizlerin model olarak yardım istemeyi davranışlarla göstermemiz gerekir.Biri onlara kötü, rahatsız edici bir şey yaparsa arkadaşlarından ya da büyüklerinden yardım istemeyi öğretin. Onlara sizinle her türlü sorunu paylaşabileceği inancını yerleştirin. Etkili aile içi iletişim işinizi kolaylaştıracaktır.
✔ Sır söylemek gammaz mı yapar? Hayırr. Her zaman sır saklanmaz. Kötü sırla (çocuğu üzen ve endişelendiren birşey) iyi sır (örneğin, bir sürpriz doğum günü partisi gibi) arasındaki farkı çocuğa anlatmak gerekir.
✔ Ne gibi şeyler Cİ de gözlenir özet geçelim tekrar; 0-3 Yaş: Yeme ve uyku bozuklukları, yabancılardan korkma, anneye aşırı düşkünleşme, üzerini giyip çıkarırken sorun çıkarmaya başlama, korku, her şeye ağlama, hırçınlık, yaşa uygun olmayan cinsel oyunlar.
6-12 Yaş: Sosyal içe kapanma ve tek başına kalmayı tercih etme, evden-okuldan kaçma, yeme ve uyku bozuklukları, öğrenme bozukluğu, takıntılı davranışlar ve düşünceler, kendinden küçüklere cinsel istismarda bulunma, durup dururken ağlama, hassaslaşma, karın ve baş ağrıları gibi somatik şikayetler, huzursuzluk, korku, öfke, davranış sorunları, daha hırçın, huzursuz ya da çok fazla itaatkar oldu gibi değişiklikler.
13-18 Yaş: Davranışsal sorunlar (evden- okuldan kaçma, başkalarını istismar etme, sinirlilik, öfke patlamaları, agresyon, riskli cinsel davranışlar (çoklu cinsel partner, korunmasız ilişki vb., alkol-madde vb.), temizlik vb. takıntılar, kendine zarar verici davranışlar (kesme, sigara söndürme vb.), depresyon, intihar girişimleri, ani davranışsal değişiklikler, anksiyete, panik atak, yeme bozuklukları, duygusal ve fiziksel yakınlıktan kaçınma, sosyal içe kapanma, ani davranışsal değişiklikler.
Alıntıdır.