Quick Sigorta Genel Müdürü Ahmet Yaşar; “Hem büyüme rakamlarımızla hem de iş yapış biçimimizle sektöre örnek bir şirket olmaya devam edeceğiz”

Türkiye’nin hızla büyüyen ve kısa zamanda Sigorta sektöründe adından bolca söz ettiren ve liderliğe doğru yol alan Quick Sigorta’nın genel müdürü Ahmet Yaşar’a Sigorta sektörünü ve bu başarının sırrını sorduk.

Röportaj: Fedai Çakır

Sigorta sektörü genelinde ve Quick Sigorta özelinde 2019 ilk yarı performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Quick Sigorta olarak, bir önceki yılda olduğu gibi hedeflerimiz doğrultusunda büyümeye devam ediyoruz. Hedeflerimizin yaklaşık %56 oranında üzerindeyiz. Büyüme anlamında baktığımızda da,bir önceki yıla oranla %45’ler civarında bir büyüme söz konusu.Sigorta sektöründe karı en belirgin belli eden rakamlar trafik rakamlarıdır. Ancak sektördekiüç dört şirket dışında diğer şirketler bir önceki yıla göre faaliyetlerini düşürmüş durumda. Quick Sigorta olarak 2019 başından bu yana hem adette sektör birinciliğimiz sürüyor hem de bir önceki yıla oranla ciddi bir poliçe adedi artışımız söz konusu. Prim hacmi olarak baktığımızda da hem hedeflerimizin oldukça ilerisinde seyrediyoruz hem de bu alanda %50’lere yakın bir büyüme gerçekleştirdik. Bu büyüme sektör ortalamasının oldukça üzerinde bir oran ve sektörde organik büyüme gösteren şirketlerin başında geliyoruz.

Quick Sigorta oldukça genç ve başarılı bir şirket. Şirketin gençliği, sizlere nasıl bir dinamizm katıyor? Kuruluştan bu yana şirketiniz nasıl bir gelişim gösterdi?

Quick Sigorta olarak son derece dinamik bir şirketiz. Adımızla yarışan bir hıza sahibiz. Kadromuzun 45 kişiden oluşuyor olması, bize iç iletişim konusunda büyük bir avantaj sağlıyor. Ayrıca ekibimiz genç ama tecrübeli kişilerden oluşuyor. Bu nedenle daha öncede kullandığımız ‘şirket yeni biz değiliz’ mottosunu kullanmaya devam ediyoruz. 2017‘de ilk poliçemizi kesmeye başladık ve 2. tam yılımızı doldurduk. Kuruluşumuzda belirlemiş olduğumuz stratejik hedeflerimiz doğrultusunda ilerlemeye devam ediyoruz. Her branşta sektöre getireceğimiz yeniliklerin ve ürünlerin stratejik planlamalarını yapıyoruz.

Quick Sigorta olarak bizler de diğer sigorta şirketlerinin piyasaya girdiği şekilde yani oto sigortalarıyla sahada kendimize yer bulduk. Ancak bu branşta ortaya koyduğumuz segment çalışmalarıyla; mesela motosiklet dünyasında sahip olduğumuz önemli ürünlerle sektörden farklılaştık. Bugün itibarıyla, motosiklet dünyasıyla iç içe bir marka haline geldik.

Bugün birçok sigortalı, sigortacı olarak sadece acentelerini bilir. Bizim sigortalılarımız ise acenteleri kadar Quick Sigorta’yı da tanıyor. Hatta acentelerine marka ismi vererek Quick Sigorta’dan poliçe satın almak istediklerini belirtiyorlar.

Öyle ki; zaman zaman şirket olarak geziler düzenlediğimiz şehirlerde sigortalılarımız bizleri tanıyor. Bu sektörde bir ilk olabilir. Sigortalılar bizi bulunduğumuz yerlerde, gezilerimizde tanıyor ve bizi çevreliyorlar. Örneğin buradan İzmir’e giderken Balıkesir’de gazete almak için durduğumda sigortalılar etrafımı çevirdiler ve sevgilerini belirttiler.Birlikte kahvaltı ettik. Bu ilgi bizison derece mutlu etti.Bu durum birkaç kez daha başımıza geldi. Sigortalıların bizleri bizzat tanıyor olması gerçekten de çok keyif verici bir durum.

Çünkü biz ilk günden bu yanasigortalılarımızla iç içeyiz. Acentelerimizle birlikteyiz. Çalışanlarımızla birlikteyiz. Artık bizde hafta sonu mevhumu yok. Dolayısıyla farklı bir strateji izliyoruz. İşle eğlenceyi bir araya getiriyoruz. Dolayısıyla dinlemeyi de çalışırken yapıyoruz. Bu durum bize enerji katarak zevkli bir çalışma ortamı yaratıyor.

Bunların yanı sıra, Quick Sigorta olarak finansal sigortalar alanında sektörde büyük bir ivme yarattık. Bu konuda tüm Türkiye genelinde çok sayıda toplantı düzenledik ve düzenlemeye de devam edeceğiz. Bugüne kadar birçok ticaret odasıyla ve iş insanımızla bir araya geldik. Kefalet sigortalarını, devlet destekli alacak sigortalarını, Quick Finansçım ürünümüzü anlattık. Önümüzdeki ay Van’da yine bir finansal sigortalar toplantımız gerçekleşecek.

Kısa süre içerisinde Fatura Koruma ürünümüz devreye giriyor. Banka dışı finans alanında büyüme stratejimize paralel olarak finansal ürünlerimiz giderek artıyor. Bu hacmin artması, ülkenin stratejik hedefleri doğrultusunda büyümeyi beraberinde getirecek. Biz bu duruma öncülük etmekten son derece mutluyuz.

Finansal sigortaların dışındaki bir takım niş ürünlerimizde de pazarı domine etmeye devam edeceğiz. Bununla ilgili birçok yeni ürünü piyasaya sunduk. Birçok ürün dehazırlık sürecinde. Dolayısıyla stratejik hedeflerimiz doğrultusunda yeni ürünlerimizle diğer branşlarda da tutundurma faaliyetlerimiz devam edecek. Tüm bunları yaparken de acentelerimiz üzerinde bir baskı oluşturmuyoruz. Acenteleri belki de en çok mutlu eden şey bu ayrıntı olabilir. Biz şirket olarak rasyonel davranışlara inanıyoruz. Zorlamayla birtakım şeylerin olacağına inanmıyoruz. Yaptığımız işi de bu manada iyi yönetiyoruz.

Şirket olarak Temmuz sonu net dönem karımız 75 milyon TL seviyesinde ve trafik branşında kar yazan birkaç sigorta şirketinden biriyiz. Bu rakam henüz ikinci yaşında bir sigorta şirketi için önemli bir bilanço karı. Sektörde kişi başı prim üretimi ve sermaye karlılığında en önde gelen şirketlerden biriyiz. Kişi başına düşen prim üretiminde birinciyiz.  Acente teşkilatlanmamız büyümeye devam ediyor. Toplam 16 bin acentenin 8 binine yakınından acentelik başvurusu aldık. Bu başvurular hala devam ediyor. Burada bir doygunluk seviyesine ulaşmış değiliz.

Türkiye’de şu anda 600 ilçede acente teşkilatlarımız bulunmakta. Lisanslı acentesi olan ilçe sayısı ise 627. Bunların birçoğunda şube olarak acentelerimizin faaliyetleri mevcut. Acente sayımız toplam 1900’e ulaştı. Çok miktarda başvuru da henüz bekliyor. Bu manada acentelerimize bizlere gösterdikleri bu güven ve ilgi için ayrıca teşekkür etmek istiyorum.

Son dönemlerde trafik ve kasko sigortalarındaki sigortalı sayısında bir durgunluk mevcut. Siz bu durumu nasıl yorumluyorsunuz? Bu alanlardaki performansı artırmak için neler yapılabilir? Şirketinizin bu alandaki gelişimi nasıl seyrediyor?

Trafik ve kasko adetlerimizde geçen seneye göre artış sağladık. Yani Quick Sigorta olarak trafikte küçülme yaşamadık. Ama tabiki sektör rakamlarına baktığımız zaman küçülmeyi görebiliyoruz. Özellikle geçtiğimiz yıl Ağustos ayında başlayan kurdaki yükselmeyle beraber ekonomideki daralma insanların kendince birtakım tedbirler almalarına yol açıyor. Bunların başında sigorta poliçelerini ertelemek geliyor. Tabi yeni araç satışında azalmalarda mevcut. Dolayısıyla bunlar yeni araç alımı ve yeni poliçe girişini engelliyor. Ancak bu bize yansıyan bir durum değil. Şirketimizin trafik poliçe adetlerinde artış olduğunu söylemeliyiz.

Sigorta daralmanın olduğu, krizlerin yaşandığı dönemlerde daha çok öne çıkarılması gereken ve daha çok sahip çıkılması gereken bir alan. Çünkü her şey iyi gidiyorken kayıpları yerine koyma ihtimaliniz daha yüksektir. Ama gelirlerinizde bir azalma yaşadığınızı düşünüyorsanız, varlıkta bir kayba uğradığınızı düşünüyorsanız, o zaman ortaya çıkacak zararların telafisi de daha zor olacaktır. Bu durumda riskleri sigorta gibi bir enstrümanla bütçelemeniz gerekli. Dolayısıyla sigortayı daha çok gündeme almamız lazım. Konunun kamuoyuna biraz daha aktif anlatılması lazım. Biz Quick Sigorta olarak bu alanda üzerimize düşeni yapmaya çalışıyoruz.

Quick Sigorta olarak önemli finansal sigorta ürünleri sunuyorsunuz. Bu ürünler hedeflenen ilgiyi görüyor mu? Bu alandaki performansı ve geri dönüşleri nasıl yorumluyorsunuz?

Bu alanda hedeflerimiz doğrultusunda ilerledik ve beklenen ilgiyi gördük. Hatta beklediğimizden daha fazla ilgi gördük. Biliyorsunuz acentelik başvurusu da dahil olmak üzere Quick Sigorta’nın birçok sistemi teknolojik altyapı üzerinden ve belli bir sistematikle ilerliyor. Yani bize kefalet sigortası için başvurmak isteyen acentemiz ya da sigortalımız bir form doldurarak poliçeyi satın alıyor.

Böylece acente bir manada bize ücretli başvuru yapmış oluyor. Buna rağmen çok ciddi oranda başvuru alıyoruz. Yani buradan da şu ortaya çıkıyor;gelen başvuruların tamamı nitelikli başvuru. Bu nedenle bu alandaki gelişimimiz son derece memnun edici. Burada daha gidilecek yol çok, ancak bu yol tek başına Quick Sigorta’nın yeteceği bir alan değil. Sektör olarak bu alana eğilmeliyiz.

Sektördeki dijital dönüşümü nasıl yorumluyorsunuz? Özellikle online satışa bakış açınızı öğrenebilir miyiz? Dijital dönüşüm sektörün geleceğini nasıl şekillendirecek?

Quick Sigorta olarak dijital dönüşmüyoruz, çünkü biz dijital doğduk.Sosyal dijital bir sigorta şirketi olarak bu işe başladık ve öyle dedevam ediyoruz. Bu alanda henüz devam fazlarımız ve zamanla devreye aldığımız yeni işlemlerimiz var. Teknolojinin bütün nimetlerinden faydalanmaya çalışıyoruz. Sadece teknolojiyi değil, sosyal medyayı da aktif kullanıyoruz. O yüzden de sosyal dijital bir sigorta şirketi olduğumuzun altını çiziyoruz.

Biz bu stratejiyi Quick Sigorta için olduğu kadar acentelerimiz için de sürdürüyoruz. Acenteler artık bu dijital ortamın bir parçası haline geldiler. Örneğin, sigortalılar kefalet sigortası başvurusunu yine acenteler üzerinden yapabiliyor. Sistem o kadar entegre ve bütün çalışıyor ki sigortalı kolayca başvuru yapıyor. Acentesini sistemde işaretliyor ve poliçe acentenin partajından çıkıyor. Başvuru aşamasında acenteye otomatik olarak teklif gidiyor. Yani aslında işi tersine çevirdik. Acente, sigortalıdan teklif toplayıp bize ulaşmıyor. Bilakis biz acenteye konuyla ilgili dönüyoruz. Bu süreçteki tüm iletişimi de acenteler üzerinden kurmaya devam ediyoruz. Bunun gibi onlarca örnek sayabilirim.

Şirket olarak bir mobil aplikasyonumuz mevcut. Acenteler sigortalılarına bu aplikasyonu indirttiklerinde kendi partajlarını tanımlayabiliyorlar. Dolayısıyla acentelerimiz bütün bu teknolojik sürecin birer parçası haline geliyor. Quick Web ekranlarında da yeni bir düzenleme yapacağız. Orada da acentelerimiz videolarıyla sigortalılarımızın karşısında olacak.

Quick Sigorta olarak dijital anlamda verdiğiniz hizmetlerden bahseder misiniz?

2017 yılsonunda Quick Sigorta olarak, ‘Pazarlama ve İletişim’ alanında başarılı projeleri ödüllendiren Hermes Creative Awards yarışmasında 3 ödülün sahibi olduk.2018 yıl sonundaThe Digital Insurer tarafından düzenlenen ve dünyanın en büyük sigorta şirketlerinin katıldığı “Sigortacılıkta İnovasyon” yarışmasında Avrupa 1.si seçildik. Ayrıca dünya finalinde Avrupa’yı temsil ettik. Burada da ilk üçe girdik. 2019’da da EFMA’dan yani Avrupa Finansal Yönetim Birliği’nden sigortacılık ekosisteminde dünya 3.lüğü ödülünü aldık. Burada çok büyük şirketleri geride bıraktık.

Bizim teknolojik alanlarda yaptığımız tüm çalışmalar bir bütün olan QWorld’ü oluşturuyor. Yarattığımız QWorld, bir sigortacılık ekosistemi ödülüne layık görüldü. Bu başarıların Türkiye’de de yankı buluyor olması büyük bir mutluluk. Biz bu başarı süreçlerimizde sadece Quick Sigorta’yı değil, İstanbul’u ve Türkiye’yi dünyayla paylaşıyoruz. Bu da bizim için gurur verici.

Sizce dijital dönüşüm, acente penceresinden nasıl okunmalı? Dijital dönüşümü bir rakip değil bir fırsat olarak değerlendirmek isteyen acentelerinize önerileriniz nelerdir?

Teknolojiden hiç kimseye düşman olmaz. Acenteler, teknolojiden asla korkmamalılar. Hiçbir teknolojik geliştirme, acentenin müşterisine sunduğu bir insan sıcaklığını sunamaz.

Türkiye’de sigorta acentelerineredeyseücretsiz 7/24 hizmet veriyorlar. Hiçbir robot, hiçbir santral,hiçbir callcenter ya da hiçbir web sitesi gece saat üçte yatağından kalkıp sigortalısının kaza sonrasındayanında olmaz. Ben bir sigorta şirketinin genel müdürüyüm ancak ben bile olumsuz bir olay yaşadığımda acentem ile iletişime geçiyorum. Dolayısıyla sigortalılar için acenteler çok şey ifade ediyor.

Bizler Quick Sigorta olarak 2. fazda yeni bir kampanyaya başlayacağız.“Agent Değil Acente.” Biz agent çalıştırmıyoruz. Yani callcenter satışı gibi bir uygulamamız yok. Bir agent bir acentenin sıcaklığını, uzmanlığını, gücünü ve danışmanlığını sunamaz. Dolayısıyla bir acente kendini bir agent ile rakip görmemeli. Bu durumda acente kendisine haksızlık etmiş olur. Biz acentelerimize bunu hep anlatıyoruz.

Ancak acenteler dijital dünyada da yerlerini almalılar. Tabi ki bunu yaparken kendi uzmanlıklarını da unutmamalılar. Sosyal medyada bunun çok başarılı örneklerini görüyoruz. Biz şirket olarak sigorta acenteliği sisteminin çok uzun yıllar daha faaliyet göstereceğine inanıyoruz. Bu alanı yönetmek ve şekillendirmek de acentelerin elinde.

 

Yılsonu hedeflerinizden bahseder misiniz?

Ağustos sonu itibarıyla ulaştığımız hedefler beklentilerimiz doğrultusunda ilerliyor. Tahminlerimiz, yılsonu hedeflerimize yılsonundan önce ulaşmış olacağımız yönünde. Sektörde oyun kurucu, piyasa yapıcı ve sektöre liderlik eden bir şirket olarak faaliyet gösteriyoruz. İki yılda geldiğimiz bu önemli noktayı devam ettirerek başarımızı sürdüreceğimize inanıyoruz. Bunu rakamlar da doğruluyor. Tüm bunları yaparken karlılıktan da ödün vermiyoruz. Bizlerbu ülkenin ihtiyaçlarını bilen bir sigorta şirketiyiz. Bu nedenle maliyetlerimizi çok iyi yönetiyoruz.

Hem büyüme rakamlarımızla hem de iş yapış biçimimizle, yaptığımız işten keyif alarak sektöre örnek bir şirket olmaya devam edeceğiz.

Quick Sigorta olarak piyasaya çok sayıda yeni ürün sunuyoruz. Örneğin Q Kimlik Koruma Sigortamızı piyasaya sunduk. Bu ürün sadece gençlere yönelik olarak tasarlanmadı. Aynı zamanda ATM’de yani sokakta da aktif bir ürün. Sigortalının kimliğini hem dijital hem de fiziki ortamda koruyan bir ürün.

Hemen arkasından sektörde bir ilk olarak “İkinci Elde Garanti” ürünümüzü piyasaya sunduk. Ürünün lansmanını yapmaya başladık.

Bunun yanı sıra “Basiretli Tacir” çalışmamız devam ediyor. Bu da yine önemli bir farkındalık çalışması. Burada da ticaret odalarıyla birlikte birtakım işbirlikleri yaparak esnaflarımıza, iş insanlarımıza, tacirlerimize sigorta bilincini aşılama amacındayız. Birçok yeni ürün üzerinde de çalışmaya devam ediyoruz. Sektörü yeni ürünlerle tanıştırma ve sigorta bilincini artırma yolundaki mücadelemize her zaman devam edeceğiz.

Önceki İçerikATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ VİYANA’DA CUMHURİYET BALOSU DÜZENLEDİ
Sonraki İçerikORDULULAR “KARADENİZ ŞÖLENİ” DÜZENLİYOR