Siz değerli okuyucularımıza ara ara film yazılarını, beğendiğimiz sinema yazarlarından  film eleştirel yazıları paylaşacağız. Bu yazımızda Türk sinemasında bir kült hale gelmiş olan “Selvi Boylum, Al Yazmalım” fimi hakkında her şeyi bu yazıda okuyabilirsiniz.

Yazı: Kadir Ulubey

Film 1977 Türkiye yapımlı, DRAMA, ROMANTİK öğeli ve 90 dakika..Bir çok filmini beğenerek izlediğim Türk sinemasının ünlü isimlerinden Atıf Yılmazın yönetmenliğini yaptığı film ; Türk dünyasının en ünlü yazarlarından biri olan Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un 1963 yılında yayımlanan “Kırmızı Eşarp” romanından senaryolaştırılarak sinemaya uyarlanmış kurgusal bir öykü olup filmle özdeşleşerek efsaneleşen özgün müziğini ise Moğollar müzik grubunun kurucularından olan Cahit Berkay yapmıştır..

Özellikle klasikleşen bir çok romanın sinemaya uyarlamaları hazır bir senaryo olduğu için sinemacılar tarafından tercih edilir ki bu tarz romanlarının çoğunun sinema uyarlamaları yapılmış olsa da yine çoğu uyarlama filmler romanların gölgesinde kalmıştır ama bu filmin romanın ‘Ana Temasından” sapmadan zaman, mekan, karakter ismi hatta final sahnesiyle farkındalık göstermesine rağmen esinlenilen romanın ‘diğer filmlerinin aksine’ bu filmin gölgesinde kaldığını düşünenlerdenim..

Bu filmi ülkemizde gencinden, yaşlısına izlememiş birileri var mıdır bilemiyorum ama İstanbul/ Beyoğlu Belediyesi ile bir sivil toplum örgütü olan ‘Türsak’In (Türkiye Sinema ve Görsel- İşitsel Kültür Vakfı ki 15 yıldır Sinema öğrencilerinin kısa film projelerini hayata geçirmeleri için destek veren bir vakıftır) ev sahipliğinde, Türk sinemasının 100.yılı dolayısıyla Mart 2015 de düzenlenen etkinlikte Halk oylarıyla 100. yılın en iyi film ödülünü kazanmış olması nedeniyle bir kez daha izlenmeyi hakediyor ki Fransız şair Louis Aragon tarafından, “Dünyanın en güzel aşk öyküsü” olarak nitelendiği de iddia edilir..

Filmin öyküsü ; Bir baraj inşaatına kamyonuyla kum taşıyan şoför İlyas( Aktör Kadir İnanır ) işi gereği yolu bir köye düşer ve burada tanıştığı köylü güzeli Asya’ya (Aktris Türkan Şoray) bir görüşte aşık olup evlenirler..Herşey başta iyi güzel hatta Samet (Aktris Elif İnci) isimli bir çocukları olmuşken talihsiz bir olay sonucu yolları ayrılan ve aradan geçen yıllar sonrasında garip bir tesadüfle tekrar karşılaşan iki insanın parçalanmış hayatlarının öyküsüdür..

Bu öyküyü anlamlı kılan; kocası İlyas (Aktör Kadir İnanır) tarafından zaman içinde hor görülerek, yok sayılarak hatta ucu aldatmaya varıncaya kadar aldatılarak küçük çocuğu ile çaresiz vaziyette terk edilen Asya’nın (Aktris Türkan Şoray) yıllar sonra karşısına çıkan ateşi sönmemiş Aşkını temsil eden Kocasını mı yoksa çaresiz kaldığı dönemde sonradan hayatına girerek en zor zamanlarında kendisine kucak açan, karşılık beklemeden yeni bir hayat sunan; başkasının çocuğu demeden çocuğuna babalık yaparak koşulsuz sevgiyi temsil eden Çemşid (Aktör Ahmet Mekin) arasında kimi seçeceği konusunda içine düştüğü çelişki ve sonrasında vereceği karardır ; “Aşk mı Sevgi mi ?”

Replik ; “Sevgi neydi? Coşkun akan dere, sonbahar rüzgarıyla ürperen yapraklar, cama vurup dağılan yağmur damlaları, bir yürek çırpıntısı mıydı? Sonunda coşkun dere durulur, yapraklar kurur dökülür, yağmur diner, güneş çıkardı.. Sevgi neydi? Sevgi sahip çıkan, dost, sıcak insan eli, insan emeği miydi? Sevgi iyilikti, sevgi emekti”..

Bu replik bence ‘Aşka’ karşı inancını kaybetmiş birinin haklı olarak sevgi ve aşkın iç içe geçmiş halini sorgulayarak sevgiyi tercih etmesinden başka bir şey değildir Kİ aşk karşısında sevgiyi yücelten bu filmin temasına karşı ben farklı şeyler söyleyeceğim ; “Evet sevginin öyle veya böyle şekilde bir tarifi vardır ki sevgi sadece insana değil tüm varlıklara karşı hissettiğimiz ahlaki bir duygudur.. İnsan yeri geldiğinde sevdiği bir şeyi sevmekten vazgeçebilir.. Ama Aşk öyle mi? Vazgeçemezseniz! Hakkında o kadar tarif yapılmıştır ki hiç birini yanlışlamayız… Aşk hakkında söylenen bütün abuk sabuk sözler dâhil doğrudur ancak aşk zannettiğimiz yanıltıcı duyguların olduğunu da yadsıyamayız ki çoğumuz bu yanıltıcı duyguları aşk zannederiz. Gerçek aşk bence sevginin özü’dür… Aşksız bir sevgi de sevgisiz bir aşkta eksiktir. Çünkü her ikisi bir elmanın iki yarısı gibidirler”..

Konuyu bir hikâye üzerinden biraz daha açalım; “Tanrı önce tek cins insanı yaratmış. Ne erkek, ne de dişi. Fakat bunların canı sıkılmış, bir şeyle meşgul olamamışlar, sanki rahat batmış. Tanrı’ya şikayet etmişler. Tanrı da yarattığı insanları ikiye ayırmış. Bir yarısına erkek, diğer yarısına dişi demiş. Ve onları dünyanın dört bir yanına salıvermiş. İşte o günden beri, herkes kendi diğer yarısını arar dururmuş. Bazıları bulur, mutlu mesut yaşarmış. Bazıları başkasının yarısını bulur, kendi yarısı olmadığını anlayınca ayrılırlarmış. Bazıları kendi diğer yarılarını aramaktan vazgeçerken, bazıları da başkasının yarısı ile kalmayı kabullenir, bu duruma boyun eğer, bedbaht yaşarmış”.

Bu nedenle aşkı da Sevgiyi de birlikte yaşamak en güzel olanıdır..Hiç aşık olarak seven kişiler birbirini üzer mi ? Aksine birbirlerinin yüzünü güldürmek için sürekli çabalarlar..Aşkını sevgiyle birleştirerek birbirine kavuşanlar hatta kavuşamayanlar bile (Leyla – Mecnun / Ferhat – Şirin gibi) bu dünya da diğer yarısını bulmayı başararak gerçek aşkı acısıyla, tatlısıyla yaşamayı göze alan kişilerdir..Ne mutlu onlara !. Aşksız sevginin ve sevgisiz aşkın peşinden gidenler ise maalesef her daim arayış içinde olmaya devam edeceklerdir…Örrnek olarak çevrenize bakın yeter…

SONUÇ OLARAK; Imdb puanı 8.7 /10 olan, Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivalinde “En iyi film, yönetmen, Sinematografi dalında üç ödülün dışında ödül almamasını ise garipsiyorum çünkü Türk sinemasının başyapıtlarından kabul edilen, günümüzün romantik drama filmine nal toplatacak hatta gelecek nesillerin de izlemeye devam edeceği bir yapım olduğunu değerlendiriyorum..Mekan olarak ise ; Osmaniye’ Kentimizde çekildi ki bazı sahnelerde görülen Kastabala (Hierapolis) antik kenti de Osmaniye ili sınırları içerisinde Karatepe-Aslantaş ören yerine giden yol üzerinde bulunmaktadır.

Evet film; Sıcacık, samimi üzücü, şaşırtıcı melodramatik bir aşk hikayesidir ama ayni zamanda aşka ve sevgiye dair bir ders ve sevgi nedir sorusunun da efsane Cevabı’dır… Tabii böyle bir yapım olmasında Türkan Şoray, Kadir İnanır ve Ahmet Mekin üçlüsünün uyumlu ve başarılı oyunculuk performansları ile duygusallığı yansıtma da eşsiz katkısı bulunan müziği olmak üzere başarılı sinematografisi ve akıcı kurgusunun etkisi de yadsınamaz. Damaklarınızda duygusal bir tat bırakacağına , zihinlerinizde nostalji rüzgarları estireceğine inandığım bu yapım ; daha önceden izlemiş olsanız bile bir kez daha izlenmeyi hak eden ender yapımlardan biri olma özelliği taşıyor Kİ Küçük erkek çocuk Samet’i de Yeşilçam’ın ünlü karakter oyuncusu Bilal İnci’nin kızı Elif İnci’nin canlandırdığını da tırnak içinde belirtelim. İyi seyirler 8.5 /10

Fragman (Trailer) için Tıklayın
https://www.youtube.com/watch?v=CqYb1sClRqo
https://www.youtube.com/watch?v=J12YXNIkWF4
https://www.youtube.com/watch?v=bv23F_iKNmc

Dipnot; Orijinal Müzik Sözleri;
https://www.youtube.com/watch?v=AL2Nlt1Yezo

Filmi izlemek isteyenler ; (Tıklayın)

https://www.youtube.com/watch?v=Pq5a0uPqjQU

https://www.dailymotion.com/video/x2bvm43

Önceki İçerikKOBİGEL Destek Programını (Hibe ve Teşvik)
Sonraki İçerikPATATES’İN BİLİNMEYENLERİ